trafik kazasi tazminat avukati

Trafik kazaları, hukuki niteliği itibarıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) çerçevesinde "haksız fiil" hükmünde olup, faillerin kusurlu eylemleri neticesinde mağdurların malvarlığında veya şahıs varlığında meydana gelen zararların tazmini borcunu doğuran olaylardır. İşbu süreç, salt bir kaza tespiti olmanın ötesinde; kusur oranlarının tespiti, illiyet bağının kurulması ve zararın aktüeryal hesaplamalarla somutlaştırılması gibi teknik ve hukuki yetkinlik gerektiren bir prosedürü ihtiva etmektedir.

Aşağıda, bir trafik kazası avukatı perspektifiyle; kaza vuku bulduktan sonraki hukuki yükümlülükler, sigorta tahkim süreçleri, araç değer kaybı talepleri ve tazminat davalarının dayandığı yasal zemin detaylandırılmıştır.

1. Kaza Anı ve Sonrasında Hukuki Güvenliğin Tesisi: Delil Tespiti

Haksız fiilden doğan tazminat taleplerinin dinlenebilirliği, olayın oluş şeklinin ve zararın ispatına bağlıdır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) ispat yüküne ilişkin hükümleri gereği, kaza sonrası atılacak adımlar müteakip yargılama sürecinin temelini oluşturur:

  • Olay Yeri Güvenliği ve Kolluk Müdahalesi: Yaralanmalı veya ölümlü trafik kazalarında, olayın adli vaka niteliği taşıması sebebiyle derhal kolluk kuvvetlerine (Polis/Jandarma) intikal ettirilmesi ve Cumhuriyet Savcılığı nezdinde soruşturma sürecinin başlatılması elzemdir.
  • Kaza Tespit Tutanağının Hukuki Değeri: Sadece maddi hasarlı kazalarda, tarafların irade uyuşmazlığı yaşamaması halinde düzenlenen "Maddi Hasarlı Kaza Tespit Tutanağı", aksi sabit oluncaya kadar geçerli delil niteliğindedir. Ancak taraflar arasında kusur dağılımına ilişkin ihtilaf vuku bulursa, resmi makamlarca tutanak tanzim edilmesi gerekmektedir.
  • Delillerin Muhafazası: Olay yerindeki fren izleri, araçların konumları ve hasar detaylarının görsel kayıt altına alınması, kusur bilirkişisi incelemelerinde belirleyici rol oynamaktadır.

2. Türk Hukukunda Trafik Kazasına Bağlı Tazminat Kalemleri

Trafik kazalarından kaynaklanan tazminat yükümlülüğü, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK) ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) hükümleri çerçevesinde şekillenir. İşleten ve sürücünün müteselsil sorumluluğu ilkesi gereği, kusursuz veya daha az kusurlu tarafın talep edebileceği haklar şunlardır:

A. Maddi Tazminat İstemleri

TBK m. 49 ve devamı hükümleri uyarınca, hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür.

  • Tedavi ve İyileştirme Giderleri (TBK m. 54): Mağdurun bedensel bütünlüğünün ihlali nedeniyle yapmak zorunda kaldığı/kalacağı tüm tıbbi masrafları kapsar.
  • İş Göremezlik Tazminatı (Maddi Kayıp): Mağdurun tedavi süresince çalışamaması sebebiyle uğradığı geçici iş göremezlik zararı ile kalıcı bir sakatlık oluşması durumunda, çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan sürekli iş göremezlik (maluliyet) zararı talep edilebilir.
  • Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (TBK m. 53): Ölümlü kazalarda, ölenin yardımından faydalanan veya ileride faydalanması muhtemel olan kişilerin (eş, çocuk, anne, baba vb.) uğradıkları maddi zarardır. Yargıtay içtihatları uyarınca bu tazminat, mirasçılık sıfatından bağımsız, destek ilişkisine dayalı bir haktır.

B. Manevi Tazminat İstemleri (TBK m. 56)

Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine hükmedebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat hükmedilmesi yasal bir haktır.

C. Araç Değer Kaybı Tazminatı (Doğrudan Zarar)

Aracın onarım görmüş olması, onun eski halini tamamen iktisap ettiği anlamına gelmemektedir. Aracın kazadan önceki rayiç değeri ile kaza sonrası onarılmış hali arasındaki fark, Yargıtay yerleşik içtihatlarınca "doğrudan zarar" olarak kabul edilmiştir. Bu zarar, kusurlu tarafın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) limitleri dahilinde tahsil edilebilmektedir.

3. Sigorta Hukuku Perspektifinden Başvuru ve Tahkim Yolu

Trafik kazalarında zarar giderimi, genellikle sigorta poliçeleri üzerinden yürütülmektedir.

  • ZMSS (Trafik Sigortası) Sorumluluğu: KTK m. 85 gereği, işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın kullanımı sırasında üçüncü kişilere verilen zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumludur. Trafik sigortası, bu sorumluluğu poliçe limitleri dahilinde üstlenir.
  • Sigorta Tahkim Komisyonu: Sigorta şirketinin tazminat talebini reddetmesi veya kısmi ödeme yapması durumunda, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu uyarınca Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvurulması, genel mahkemelere nazaran daha süratli ve etkin bir hukuki çaredir.

4. Hukuki Temsilin Önemi ve Avukatın Rolü

Trafik kazası davaları; kusur oranlarının tespiti, maluliyet raporlarının Adli Tıp Kurumu kriterlerine uygunluğu ve aktüeryal hesaplamalar gibi spesifik uzmanlık gerektiren konuları barındırır.

  • Hak Kayıplarının Önlenmesi: Sigorta şirketleri, genellikle "bakiye tazminat" yükümlülüklerini göz ardı ederek minimum ödeme yapma eğilimindedir. Uzman bir avukat, TRH 2010 yaşam tabloları ve güncel Yargıtay kararları ışığında gerçek zarar miktarını hesaplar.
  • Zamanaşımı ve Usul Hukuku: KTK m. 109 uyarınca tazminat istemlerinde geçerli olan 2 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin takibi ve ceza zamanaşımı sürelerinin uygulanması, hak düşürücü sürelerin bertaraf edilmesi adına hayati önem taşır.
  • Kusur Durumuna İtiraz: Kaza tespit tutanağındaki kusur atfı kesin hüküm teşkil etmez. Keşif ve bilirkişi incelemesi yoluyla kusur oranlarının yeniden tanzimi, ancak profesyonel bir hukuki süreç yönetimi ile mümkündür.

Sonuç ve Hukuki Değerlendirme

Trafik kazalarından kaynaklanan uyuşmazlıklar, Borçlar Hukuku, Sigorta Hukuku ve Ceza Hukuku disiplinlerinin kesişim noktasında yer almaktadır. Mağduriyetin tam ve eksiksiz giderilmesi, maddi ve manevi tazminat haklarının yasal çerçevede, emsal içtihatlar gözetilerek talep edilmesine bağlıdır. Sürecin selameti ve hakkaniyete uygun bir tazmin için alanında ihtisas sahibi bir hukuk bürosundan profesyonel destek alınması, telafisi güç zararların önüne geçecektir

Yasal Uyarı: İşbu makale, genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, hukuki mütalaa veya tavsiye niteliği taşımamaktadır. Her somut olay, kendi özelinde değerlendirilmelidir. Detaylı bilgi ve hukuki danışmanlık için büromuzla iletişime geçebilirsiniz.